Ceza Hukuku Davaları
Toplum içerisinde yaşayan kişilerin hak ve özgürlüklerini, toplumun düzenini, güvenliğini, hukuk devletini, toplum sağlığını, çevreyi, toplum barışını koruma, suç işlenmesini önleme konularını düzenleyen hukuk dalıdır. Türk Ceza Kanununda, ceza sorumluluğunun temel esasları ile suçlar, ceza ve güvenlik tedbirlerinin türleri düzenlenmiştir.
Suç ve cezada temel ilkeler incelendiğinde; Suçta ve cezada kanunilik ilkesi, Adalet ve kanun önünde eşitlik ilkesi, Kanunun bağlayıcılığı, Özel kanunlarla ilişki konularını görmekteyiz. Bu ilkeler Türk Ceza Kanununda;
‘’Suçta ve cezada kanunilik ilkesi
(1) Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.
(2) İdarenin düzenleyici işlemleriyle suç ve ceza konulamaz.
(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz.
Adalet ve kanun önünde eşitlik ilkesi
(1) Suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur.
(2) Ceza Kanununun uygulamasında kişiler arasında ırk, dil, din, mezhep, milliyet, renk, cinsiyet, siyasal veya diğer fikir yahut düşünceleri, felsefi inanç, milli veya sosyal köken, doğum, ekonomik ve diğer toplumsal konumları yönünden ayrım yapılamaz ve hiçbir kimseye ayrıcalık tanınamaz.
Kanunun bağlayıcılığı
Ceza kanunlarını bilmemek mazeret sayılmaz.
Özel kanunlarla ilişki
Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır.’’ şeklinde tanımlanmıştır.
Suç ve ceza hukuku, uygulama alanlarında farklılıklar gösterir.
Zaman bakımından, bir eylemin yapıldığı zamanda eylem suç sayılmıyor ise daha sonra suç sayılması halinde bu eyleminden dolayı kişi cezalandırılamaz. Yer bakımından, suç Türkiye’de işlenmiş ise Türk kanunları hükümleri uygulanır.
Ceza sorumluluğunun esaslarında ise,
Başkalarının işlediği suçlar nedeni ile kişiler sorumlu tutulamayacağından ceza sorumluluğu şahsidir. Kast, kanunda belirtilen suçu bilerek ve isteyerek gerçekleştirmektir. Taksir ise dikkat ve özen yükümlülüğüne uyulmaksızın kanunda tanımlanmış suçu, sonucunu öngörmeyerek gerçekleştirmektir. Taksir ile işlenen suçlarda kanun ile açıkça belirtilen hallerde ceza uygulanmaktadır.
Ceza türleri, Hapis cezaları (Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, Müebbet hapis cezası, Süreli hapis cezası, Kısa süreli hapis cezası), Adli para cezaları,
Güvenlik tedbirlerinde ise, Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma, Eşya müsaderesi, Kazanç müsaderesi, Çocuklara özgü güvenlik tedbirleri, Akıl hastalarına özgü güvenlik tedbirleri, Sınır dışı edilme, Tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbirleri olarak görülmektedir.
Suçun işleniş biçimi, Suçun işlenmesinde kullanılan araçlar, Suçun işlendiği zaman ve yer, Suçun konusunun önem ve değeri, Meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığı, Failin kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığı, Failin güttüğü amaç ve sebep, işlenen suçun kanuni tanımında öngörülen cezanın alt ve üst sınırı arasında temel cezayı belirleyen konulardır.
Ceza davalarında avukat ile temsil edilmek, gerek soruşturma gerekse kovuşturma aşamalarında hukuki destek almak önem arz etmektedir. Ceza davalarında kişilerin özgürlükleri kısıtlanabilmekte ya da suça maruz kalan kişilerin yaşayabileceği psikolojik sarsıntılar sonrasında kendilerini ifade etmede eksiklikler yaşanabilmektedir. Ceza ve davalarının düşmesi ile zaman aşımı gibi konular teknik bilgi ve mesleki birikim gerektirmektedir. Bu bakımdan hak kayıplarının yaşanmaması için ceza davalarında avukat yardımı alınması faydalı olacaktır.